AŞIRI ANTRENMAN SENDROMU

(Overtraining)

 

 

Emine Dolu ÇAĞLAR

 

       Aşırı antrenman , Archibald Maclaren tarafından tanımlandığı 1866 yılından beri antrenmanda önemli bir problem olarak görülmüştür. O zamandan bu yana, insidansı, semptomları, kolaylaştıran  faktörler olarak bilimsel ve antrenörlük litaratüründe sayısız raporlar bulunmaktadır.( Akt.Fry ve ark.1992 )

      Literatür, sporcularda zaman zaman görülen kronik olarak iş kapasitesinin azalması ve patolojik koşullarla birlikte aşırı egzersiz stresine bağlı yoğun anektod deliller ortaya koymaktadır. Akut ve kronik enfeksiyonların bir sonucu olarak dünya çapındaki önemli yarışmalardan çekilmek zorunda kalan elit düzeyde sporcular olduğu belirtilmiştir. Başka sporcular da, daha yüksek düzeyde antrenman programı uygulamalarına rağmen önceki yıllarda kazandıkları performans standartlarına ulaşamamaktadırlar. Bu sporcuların sıklıkla "genel yorgunluk, antrenman haftalarında tutarlı kronik uyuşukluk (letarji) belirtileri rapor edilmektedir. Performansta bu  azalmalarla ilişkili "bitkinlik (staleness) ", sporcunun uyum sağlayamadığı aşırı antrenman yüklemeleri nedeniyle meydana gelir. (Akt. Fry ve ark.1991 ).

     Antrenman programı çerçevesinde yapılan egzersizlere karşı organizmada bir cevap oluşur ve sonuçta kısa süreli bir yorgunluk meydana gelir.Sporcu 12-24 saat içerisinde bu yorgunluğu atar.Eğer bu temel üzerinde egzersize devam edilirse adaptasyon meydana gelir ve sporcunun performansı gelişir.Bu durum, " Antrenman Etkisi "olarak bilinir.Bununla birlikte eğer egzersiz periyotları çok fazla sık , çok şiddetli ve/ veya çok uzun süreli ise , her bir egzersiz evresinden ve bu nedenle de daha az gelişme meydana gelir.Eğer devam edilirse performansta azalmaya yol açabilir.Bu aşırı antrenman durumudur.( Newsholme ve ark.1992).1871 yılında Da Costa göğüs ağrısı , çarpıntı, taşikardi ve yorgunlukla karakterize bir sendrom tanımlamıştır.Bu sendrom 1918 yılında Thomas Lewis tarafından " Efor Sendromu" olarak adlandırılmıştır.Bu sendromu gösterenlerde sanki antrenmansızmış gibi egzersize karşı çok yüksek kalp atım hızı ve kardiyak output , küçük arteriovenöz oksijen farkı , yüksek laktat ve düşük fiziksel iş kapasitesi bulmuşlardır. ( Akt. Puffer , Mc Shane, 1991)

 

Tanımlar

   Yetersiz dinlenme ve/ veya  antrenman yükünde çok büyük artışlar uygulanırsa sporcu, uyum sağlayamama durumuna ya da antrenman evrelerinden toparlanamama ve yorgunluk ile karakterize edilen bir aşırı zorlanma ( over-reached) durumuna girebilir.( Akt. Fry ve ark.1992)

   Aşırı antrenman ilke olarak azalan performans kapasitesi olarak tanımlanır.Bununla birlikte daha spesifik olarak aşırı antrenmana ilişkin literatürde şu terminoloji kurulmuştur.(Akt. Fry ve ark. 1991, Fry ve ark.1992)

 

1.Süperkompansasyon ve adaptasyon için bireye bir  uyaran sağlama süreci , aşırı yükleme ( overload) antrenmanıdır.

2.Antrenman yorgunluğu /stresi , bir aşırı yükleme (overload) antrenman uyaranı ile birlikte çeşitli ağır antrenman günlerini takiben beklenilen normal bir yorgunluktur.Bu yorgunluk girerilir ve yenilenme periyodunun son birkaç günü süperkompansasyon meydana gelir.

3.Aşırı antrenman genel bir terimdir.Bu terim, bireyin antrenman ve dışsal stressörlerle baskılanmış olduğunu gösterir ki birey, uygun bir yenilenme periyodunu takiben optimum düzeyde performans ortaya koyamaz.Performanstaki bir düşüş, aşırı antrenmanı tanımlamak için gereklidir.

4.Aşırı zorlama (over-reaching), amaçlı ya da amaçsız kısa süreli aşırı antrenman indüksiyonunu takip eder.Bunun semptomları, normal yenilenme periyodundan daha uzun periyod ile tersine çevrilebilir.

5.Aşırı antrenman sendromu , daha ciddi belirtilerle birlikte gelen kronik olarak performansın baskılandığı bir durumdur.Aşırı antrenman sendromundan toparlanma, aşırı zorlanmada (over-reaching) gerekli olandan , önemli oranda daha uzun zaman gerektirir.

 

     Literatürde aşırı antrenman semptomlarından aşırı zorlamayı ayırt etmek için rehber bulunmamaktadır.Antrenman ve aşırı antrenman semptomlarının bir devamlılığı vardır.İlk set , günlük antrenman yorgunluğunun meydana getirdiği homeostazisdeki dengesizliği yansıtır.Costill , bunların antrenman sürecinin doğal bir sonucu olduğunu ve uygun bir yenilenme periyodu ve karbonhidrattan zengin diyetle geriye dönüşü olması gerektiğini ileri sürmektedir.Devamlı şiddetli antrenmanla birlikte birincil semptomlar , daha komplike kronik semptomlara dönüşebilir.( hastalık, kronik performans kaybı vb.)Aşırı antrenman semptomlarının bir devamlılığı olması nedeniyle , antrenman yorgunluğu , aşırı zorlanma(over-reaching) ve aşırı antrenman sendromunu birbirinden ayırdetmek zordur.(Akt. Fry ve ark.1991)

 

 

 

Aşırı Antrenman Kolaylaştıran Faktörler:

       Aşırı antrenmana yol açan en göze çarpan faktör , rejenerasyonu tamamlamayı sağlayacak olan antrenman programında yeterince rejenerasyon ünitesinin bulunmaması olduğu rapor edilmektedir. Örneğin; çok  fazla şiddetli anaerobik iş ya da çok fazla müsabaka ama çok az dinlenme. Bunlara ilaveten, literatürde aşırı antrenman kolaylaştırıcı olarak antrenmana ilişkin olmayan faktörler kadar antrenman ve müsabakaya ilişkin birçok diğer faktör vardır. Bu faktörler Tablo 1'de verilmiştir. Sporcuya stres oluşturucu herhangi faktör, aşırı antrenmanı kolaylaştırıcı bir faktör olarak göz önünde tutulmalıdır.( Akt.Fry ve ark.1992)

 


 

 


 

BELİRTİLER

        Aşırı antrenmanın geniş miktarda semptomları ve kolaylaştırıcı faktörleri olmasının nedeni, farklı bireylerde farklı şekillerde kendini göstermesidir. (Akt.Fry ve ark.1992). Aşırı antrenmanın gelişimi konusunda önemli oranda kişiler arası değişkenlikler vardır. Verma ve ark. (1978), 15 erkek deneği genel bir antrenman programına koymuşlar, 10 denek gelişim göstermiş, 5 denek ise aşırı antrene olmuştur. Bu duruma hassas olma konusunda bu değişkenliği neyin belirlediği bilinmemektedir. (Akt. Newsholme ve ark.,1992)

      Aşırı antrenman semptomları sporcularda fizyolojik ve psikolojik profildeki zayıflıklar tarafından yansıtılabilir. Farklı bireylerde değişen etyolojiyi kolaylaştıran faktörler; farklı spor tipleri, genetik ve fenotipik farklılıklar, antrenman düzeyi ve kişiliği kapsayabilir. Tablo 2 literatürde tanımlanmış olan semptomların bir listesini vermektedir. Görüldüğü gibi ele alınması gereken birçok semptom vardır ve sadece bir ya da iki değişkeni izlemek ve başarılı bir şekilde aşırı antrenmanı engellemek muhtemelen imkansız olacaktır.(Fry ve ark.1991)

 

SÜRECEK

 

Yayına Hazırlayan : Sabri ŞİMŞEK